BELİRTİLER
Ağız yaralarına hemen
hemen her hastada rastlanır. Bununla birlikte % 1-3
gibi az bir kısım hastanın ağızda yara şeklinde bir belirtiyi hiç göstermeksizin, sendromun diğer belirtilerini gösterdiği de bilinir.
Bu yaralar genellikle sendromun ilk belirtisi olmaktadırlar. Diğer belirtiler
ortaya çıkmadan yıllarca yalnız aft yakınması bulunan hastalar seyrek
değildir. Behçet'te ağız yaralarının büyük çoğunluğu, sık gözlenen bir hastalık olan
tekrarlayıcı aftlardan ayırt edilemez ise de, çok sayıda olmaları ve daha sık nüks etmeleri
gibi farklılıklar vardır. Behçet'teki aftlar genellikle ayda bir veya birkaç kez tekrar eder ve
birkaç gün ile bir hafta içinde iyileşirler. Sayıları birkaç tane olup, zaman zaman ağrı hissine
yol açabildiklerinden hastanın beslenmesini zorlaştırabilirler.
Cinsel Bölge Yaraları (Genital ülserler) |
---|
Cinsel
bölge yaraları küçük, deriden kabarık kırmızılık veya sivilce halinde başlar,
ve bunu çabucak, zımbayla delinmiş gibi görünümde ve yavaş
iyileşen yaranın gelişmesi izler (Soldaki resim). Bu yaralar hemen hemen her zaman yerlerinde iz barıkarak iyileşirler.
Sağdaki resimde bir yara sonrası kalmış iz görülmektedir. Cinsel bölge yaraları aftlara kıyasla, sayıca daha
azdır ve daha uzun sürede iyileşirler.
Behçet sendromunda cinsel bölge dışında da benzer yaralar gözlenebilir.
Koltuk altları, kasıklar gibi büyük kıvrım yerlerinde, sivilce şeklindeki
belirtilerin patlamasıyla ortaya çıkan bu tür yaralara hastalarda zaman zaman rastlanabilir.
Behçet sendromundaki deri
belirtileri üç tipe ayrılabilir:
(i) kırmızı ve ağrılı yumrular şeklindeki belirtiler;
(ii) sivilce benzeri belirtiler;
(iii) deri damarlarının hastalanmasıyla ilgili belirtiler.
* Yumrulu Belirtiler:
Genellikle birdenbire ortaya çıkan, yuvarlak veya
oval, fındık ile ceviz arasında değişen büyüklükte, parlak kırmızı, duyarlı, ağrılı
belirtilerdir. Bazen bir toplardamarı izliyormuş görünümde sertlikler geliştirebilirler.
Özellikle bacaklarda yerleşirler. 10-15 gün içinde, yara haline dönmeden, bazen yerlerinde hafif bir leke
bırakarak iyileşirler.
* Sivilce Benzeri Belirtiler:
Mikropsuz cerahatli sivilceler şeklinde görülürler. Ense, sırt,
yüz, göğüs, kollar ve bacaklar, kalçalar, kasıklar ve cinsel bögede yerleşirler.
Olguların % 60-85'inde gözlenir. Görünüm açısından diğer nedenlerle meydana gelen
sivilcelerden hiç bir farkları yoktur. Bu nedenle ancak hastalığın başka belirtileri de varsa
tanı açısından değer taşır.
Paterji (Derinin Özgün Olmayan Reaksiyonu) |
---|
Bu test, Behçet sendromlu hastanın önkol
derisine steril bir iğne batırılarak yapılır. Reaksiyonun oluşabilmesi için
iğnenin dermis adı verilen katmana kadar girmesi gereklidir.
24 saatte belirginleşip 48 saatte maksimum olan reaksiyonda önce
kırmızı bir halka ile çevrili, 1-2 mm'lik bir kabarıklık belirir. Öyle kalabildiği
gibi çoğu kez 1-5 mm'lik bir steril cerahatli sivilce haline döner. Yandaki
şekilde böyle bir reaksiyon görülmektedir. Türk Behçetlilerde özgüllüğü ve
duyarlılığı oldukça yüksek bir test olarak kullanılabilmektedir. Türkiye,
Japonya ve diğer Akdeniz ülkelerinde pozitiflik oranının % 50-80 olmasına
karşın, İngiltere ve Amerika'da pozitifliğe pek rastlanmaz. Test erkeklerde
kadınlara kıyasla daha şiddetlidir, ancak paterji pozitifliği ile hastalığın
klinik şiddeti arasında bir ilişki yoktur.
En önemli organ tutulmalarından
biri olan gözdeki iltihaplanma hastaların yarısında tespit edilir. Gözde
kanlanma ve bulanık görme şeklinde kendini gösterir. Erkeklerde
ve genç kişilerde göz hastalığı daha sık ve seyri daha ağırken, kadınlarda
ve yaşlılarda ise daha seyrek ve daha hafiftir. Göz belirtileri,
değişik şekillerde olabilmektedir. Yandaki resimde okla gösterilen,
hastalığın ilk tanımlanan bulgularından biri olan hipopiyon'dur. Göz tutulması
bulunan hastaların ancak % 10-20'sinde körlüğe kadar
gidebilen ağır bir seyir söz konusudur.
Hulusi Behçet, bu sendromu tanımladıktan bir sene
sonra, 1938'de hastalarında romatoid ağrılardan bahsederek ilk kez eklem
tutulmasını da bildirmiştir. Behçet hastalarının hemen hemen yarısında
görülen eklem tutulması hastalığın ana yakınma ve bulgularından bir tanesidir.
Bu tutulma eklem ağrısı şeklinde olabileceği gibi, daha sıklıkla eklem şişmesi şeklinde karşımıza çıkar.
Bu durum ortaya çıktığı zaman eklemde ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı olmasına rağmen
kızarıklığa pek rastlanmaz. Tutulan eklemler, en sık
dizler olup onu sırasıyla ayak bileği, el bileği ve dirsek takip eder. Şekil bozukluğu pek yapmaz ve
genellikle 1-2 hafta içinde kendiliğinden iyileşir.
Behçet sendromunda toplardamarların
tutulması sık, atardamarların ise seyrektir. Tromboflebit genelde hastaların
dörtte birinde ve hemen hemen her zaman erkeklerde görülürken kadınlarda
çok seyrek gözlenir. Bacakta şişlik şeklinde kendini gösterir. En sık olarak yüzeyel veya derin tromboflebit
şeklinde karşımıza çıkar. Özellikle bacaklardaki tromboflebit uzun sürdüğü zaman zor iyileşen bacak yaralarına
neden olur.
Sinir Sistemi Belirtileri |
---|
Hastalarda şiddetli baş ağrısı, çift görme, kol veya bacaklarda uyuşukluk,
kuvvetsizlik, dengede güçlük gibi yakınmalar olabilir. Merkezi sinir sistemi tutulması düşük oranda görülür.
Karın ağrısı, ishal gibi belirtiler görülebilir. Barsaklarda yaralar olabilir.
Türkiye'de Behçet'li hastalarda oldukça seyrek görülür. Bu tür belirtiler, Japonya'da sıktır.
|